PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Neden surerken sakin olmaliyiz?



keeperr
05.Mart.2019, 21:32
[https://tugrulkatkak]
Motosiklete binme sebebimiz gerek hobi gerekse ulaşım olsun; iki teker üzerindeyken çeşitli sebeplerden ötürü canımızı tehlikeye atan sürücülerle karşılaşıyoruz. Pamuk ipliğine bağlı olan hayatımız söz konusu olduğunda da sinirlerimize hakim olamayarak tehdit unsuru olan insanlara karşı hakaret ve şiddete varan tepkiler gösterebiliyoruz. Peki bu tutum ne kadar sağlıklı?
*
Birçok araştırmanın gösterdiği üzere ister üzüntü, ister mutluluk, ister heyecan, isterse öfke olsun; duygusal yoğunluğun etkisi altındayken konsantrasyonumuz ve motor becerilerimize olan hakimiyetimiz olağanüstü derecede azalıyor. Karar alma yeteneğimiz düzgün işlemiyor ve yanlış tepkiler verip girmememiz gereken risklere girebiliyoruz. Motosiklet sürmek aslında çoğunlukla risk yönetiminden ibarettir. Özellikle sıkışık trafikte bazı riskleri almak hayatımızı kurtaracağı gibi; hatalı tercihler sonucu girilen riskler de canımıza mal olabilir. Bu yüzden sükunet, motosiklet sürerken en çok ihtiyacımız olan ruhsal durumdur. Motosiklete binmeden hemen önce bir şeye fazla üzülüp veya kızdıysak, dikkatimizi dağıtan yoğun bir mutluluk veya heyecanın etkisindeysek bu duygusal yoğunluğumuzu olabildiğince söndürüp iki tekeri öyle döndürmek motosiklet hayatımızı uzatacak yegane unsurlardan biridir.
*
Peki güzel, hoş; bunlar teoride son derece doğru ama gerçek hayata uygulamak o kadar kolay mı?
*
Aksiyon kamerası kullanımının giderek yaygınlaştığı son beş yılda gördüğümüz üzere hayır. Dört (veya üzeri) teker kullanıcılarıyla girilen gereksiz polemikler, edilen küfürler, atılan/yenen dayaklar bize gösteriyor ki motosiklet sürücüleri anlamsız bir haklı/haksız arayışı içinde. Anlamsız diyorum çünkü motosiklet; kendi başına bile devrilmemek için gayet kusurlu bir varlık olan insanın dengesine muhtaç. Biz motosiklet sürücüleri olarak bu yetmezmiş gibi bir de metal bir kafesin içinde güvenli ve dört teker üzerinde de dengeli bir şekilde ilerleyen şoförlerle dalaşıyoruz. Haklı/haksız kim olursa olsun, hem can hem de mal güvenliğimiz o dengeli ve güvenli bir şekilde yol alan şoförlerin bir direksiyon manevrasına bağlı. Trafikte tartıştığımız bir otomobil sürücüsü kolayca bizi devirebilir ve hatta bir tondan ağır aracıyla bizi ezip üzerimizden geçebilir. Demek ki burada haklı/haksız meselesinden ziyade, hayatta kalmak önemli. Ayrıca diyelim ki ölmedik ama yaralandık veya motorumuz zarar gördü; 3-5 hatta 10 sene sürebilecek ve lehimize sonuçlanması kesin olmayan bir yargı sürecine gerçekten girmek ister miyiz? Kendimize sormamız gereken sorular bunlar.
*
Bir de şu açıdan bakmak lazım; trafikte tartıştığımız araç sürücüleri çoğunlukla sabahtan akşama kadar sıkışık trafikle cebelleşiyor. Taksi, dolmuş, minibüs ve otobüs şoförleri; şirketinin tahsis ettiği aracı günde 8-9 saat kullanarak para kazanmak zorunda kalan talihsiz insanların kaçabilecek hiçbir yerleri yok. Haftanın 5-6 günü, günün neredeyse 10 saati bizim aralardan sıyrılarak kolayca kurtulduğumuz trafikte lanet ederek direksiyon sallamak zorunda olan insanların mantık çerçevesi içinde ne kadar sağlıklı davranışlar sergileyebileceğini sorgulamamız lazım. Bu sorgulamayı yaptığımız takdirde bir dahaki sefer tartışma veya kavgayla sonuçlanabilecek münakaşalara girmekten kaçınıp işimize gücümüze bakabiliriz.
*
Ayrıca gelin hep birlikte bir fantezi kuralım. Kullandığı araçtan bağımsız olarak*maganda*diye nitelendirdiğimiz herkesi bir depoya toplayıp sabaha kadar ıslak odunla dövelim. Sizce kaçı akıllanacak? Evinde ailesinin terbiye edemediği, okulda devletin eğitemediği, iş yerinde patronunun disipline sokamadığı birini sözlü tartışma, hakaret veya dayakla düzeltmek sizce ne kadar mümkün? Üstelik bu şahısların üzerlerinde ne taşıdıklarını da bilmiyoruz. Sık sık haberlerde ölümle sonuçlanan yol kavgalarını görüyoruz ve bu olaylarda baş rolü levye, bıçak veya tabanca oynuyor. Olan ölene, sakat kalana veya ailelerine oluyor. Hadi diyelim ki istemeden de olsa öldüren taraf biz olduk, 5 dakika önce tanımadığımız ve bir daha karşımıza çıkma ihtimali olmayan bir insanın ölümü yüzünden hayatımızın geri kalanını hapiste geçirmek ne kadar mantıklı? Vicdani ve ahlaki yüküne girmiyorum bile.
*
Tüm bu sebeplerden ötürü motosiklet sürücüleri olarak asıl amacımız A noktasından B noktasına sağ salim ve olabildiğince sakin gitmek olmalı. Kullandığımız iki tekerli araç tehlikeli evet ama bu tehlikeyi göze alabileceğimiz kadar da keyifli bir alet. Motosiklet sürerken alacağımız hazzı; saatte ortalama 5-6 kilometre hızla ilerlemek zorunda olan insanlar için heba etmeyelim. Onların saatlerce mahsur kaldığı yerlerden biz 5 dakikada kurtulabiliyoruz, bunun kıymetini bilelim

Roadcarver
06.Mart.2019, 09:02
Artık eskiye göre daha sakinim

ETKO
06.Mart.2019, 13:47
Ben eskiden de sakindim arada şımardigim hariç [emoji28]

SM-A720F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Pacuko
06.Mart.2019, 15:48
''Tüm bu sebeplerden ötürü motosiklet sürücüleri olarak asıl amacımız A noktasından B noktasına sağ salim ve olabildiğince sakin gitmek olmalı.'' eğer sırf ulaşım amaçlı kullanılıyorsa evet ama amaç HOBİ kullanıcılığı ise işin zevklerini de tatmak gerek sürekli korkan bir sürücü hata yapar. virajlarda ve hızlanmada sorun yaşar yazı güzel ama bence eksik.